YANIBAŞIMIZDAKİ CENNET ; AĞVA !!!


Bayramın üçüncü günü Ağva'ya gidelim dedik, aşağı yukarı 1o yılı aşkın bir süredir gitmemiştik. Bu gitmeyişin birkaç sebebi vardı.Birinci ve en mühim sebeplerinden biri Ağva'da yaşayan sevgili Aykut'un hayata veda etmesiydi. Onu kaybedene kadar her yıl enaz 3-4 defa giderdik,sevgili Mete Işık ile... Mete ve rahmetli Aykut teyze çocuklarıydı. Türk siyasetinin renkli isimlerinden eski İzmit Belediye Başkanı ve emekli Milletvekili Erol Köse ve kardeşi rahmetli Ergun Köse'nin anneleri Rahmetli Adalet hanım teyze'de her ikisinin de teyzeleriydi. Biz Mete ile ile Ağva'ya her gidişimiz de Yeşilçay kenerında Tahir Motelin sahibi Hidayet'te yemek yerdik. Hidayeti herkes Tahir diye tanır,kendisi Türk sinemasında çeşitli figuran rollerinde oynamış renkli bir kişilik ve bana göre de Ağva'da engüzel yemeği orada yiyebilirsiniz. Eşim Mine hanımefendi ile saat 14.00 da İzmit'ten yola çıktık. Çal'da F tipi cezaevinin yanından Akçaova'ya dönerek devam ettik. Yeni yapılmış dört dörtlük bir asfalt yoldan Ağva'ya 1 saatte ulaştık ki Ağva'ya uzun yıllardanberi gitmeyişimizin ikinci sebebi de yolların bozukluğuydu.Ağva'ya girmemizle beraber inanılmaz bir kalabalıkla karşılaştık. Benim Ağva'ya geliş nedenlerimden en önemli sebep Ağva'nın iİstanbul tarafındaki ikinci deresi kenarına yapıldığını duyduğum tesisleri görmekti. Ağva Rumca iki dere arası anlamına geliyormuş. Birinci dere girişte köprü ile üzerinden geçtiğimiz ve yoğun yerleşimin olduğu Yeşilçay, ikinci dere ise takriben 2 km ilerde İstanbul tarafında bulunan Ağva deresi. Ağva deresi kenarında 15 yıl önce parmakla gösterilecek kadar az yerleşim vardı. Şehir merkezinde hiç oyalanmadan kalabalık yüzünden adım adım ilerleyerek sahili ve plajın bulunduğu Çamlığı geçip Ağva dere'ye vardık.derenin kenarındaki yol sağlı sollu araba doluydu. Ayrıca dere kenarındaki turistik tesislerin özel otoparkları da ağzına kadar doluydu. 2-3 Km. ilerledikten sonra sağda dere kenarında Büyük çulluk oteline ulaştık. 2 jakuzili, 2 balkonlu ,15 double, 20 triple odası ile hizmet verdiklerini öğrendik. Yüzme havuzu bulunan otelin Ağva deresi kenarında açık restoranında yer bulamadığımızdan birkaç fotoğraf çekip ayrıldık.


Otelin asfalt yolla dere arasında kalan güzel düzenlenmiş, çimlerle kaplı büyük bir bahçesi bulunuyor." Club grand becassier" Büyük çulluk otel, güzel sakin bir tatil için ideal bir tesis. Yemek kalitesi ve servisi hakkında bir fikir edinemedik.


Bu güzel tesisten geriye dönüp diğer tesisleri de gezelim dedik. Bu arada karnımız da iyice acıkmıştı. Büyük Çulluk Otelden 150 mt Deniz tarafında ki ilk tesis Paradise idi. Otomobilimizi yok kenarına park edip dereye yöneldik, birde ne görelim Paradise derenin karşı tarafındaydı ve 2 kişilik bir teleferikle karşıya geçiliyordu.
Bu hava fotoğrafını google earth'ten indirdim. Görüldüğü gibi sağda yeşilçay,solda Ağva deresi (Göksu diyenlerde var. Bu iki dere arasında önü karadeniz arkası ormanlar.Cennetten bir köşe Ağva..

İzmit'in Çal Tepesi'nden doğup gelen Göksu ve Yeşilçay dereleri arasındaki deltaya kurulan bu şirin beldenin belki de en çekici yanı bu derelerin yemyeşil kıyıları. Yeşilçay kasabanın merkezinde kıyısında başta Tahir olmak üzere lokantalar sıralanmış.Şehrin Merkezi oldukça sıkışık birçok pansiyon,otel var ama daha sosyetik olanlar, daha pahalı olanlar, daha çok Göksu kıyısında kurulmuş, yörenin tüm aktiviteleri bu kıyılarda gerçekleştiriliyor. Bu genel bilgiden sonra biz hikayemize devam edelim,Teleferiğe binip karşı kıyıdaki Paradise adlı tesise ulaştık. Kelime anlamı İngilizce Cennet olan Paradise gerçekten Cennet. dernin kenarında tahta kaplı bir yürüyüş yolu var. Derede Motorla,kayıkla ya da deniz bisikleti ile dolaşabilirsiniz. Ahşap evlerin hepsinde Şömine, Klima mevcut. Dere kenarında oturma
grupları var. Bizde hemen yemeğimizi söyledik.


Bir çorba, bir salata,bir köfte hesap 22 YTL.Ya çok kalabalık oluşundan ya da gerçekten öyle bilemiyorumi yemekleri hiç beyenmedik. Dere trafiği oldukça yoğundu gezi tekneleri, sandallar ve deniz bisikletleri...Çayın da taze olmadığını öğrenince teleferiğe binip karşı sahile geçtik.
Sırada bundan sonraki tesis vardı. Otomuzu az ilerdeki Riverside adlı tesisin otoparkına bırakıp,dereye doğru yürüdük.Riverside adlı tesiste derenin karşı tarafında idi ama Paradise gibi teleferikle değil kol gücüyle yürütülen salla geçiliyordu karşıya.